Biraz da Aynıyız Sanki 1

Artık her şey boktan ve boktan gidecek… Durumu kabul ediyorum. Çaresizliğin içinde tam bir kurbanım. Her şey bir kısır döngü ve yarın daha iyi olmayacak!

Hayat çok anlamsız!

Ne bok işim var ki burada?

Ben artık gitmek istiyorum düşüncesi bir parçamda yankılanıyor. O parçam da bütün bedenimi ele geçirmiş, kendimi sadece o sanıyorum. Bütün dünyanın yükü sanki omuzlarımda ama kendimden haberim yok! Neden yaşamak zorundayım ki bu hayatı?

Kaderim sanırım böyle. Hayal kurmayı unuttum, umudum yok, kalbim kırık ve kendimi çok yaşlı hissediyorum. Ruhu yaşlı genç insan…

Neye elimi atsam elimde kalıyor, hem neden zevk aldığım şeyleri yaparak para kazanamıyorum. Para için illa bir şey mi yapmam gerekiyor. Neden para kazanmak için istemediğimiz şeyler yapmak zorundayız?

Bu yukarıda yazdığım duygular tanıdık mı?

Ha bir de kimse kimseye değer vermiyor, kimse kimseyi gerçekten sevmiyor, insanlar güvenilmezdir duygusu?

Fark ettin mi? Hiç benzemememize rağmen biraz da aynıyız. Aynı yerlerden yaralı ya da kafası karışığız.

Bunların nedeni ne biliyor musun? Bana kimse böyle duygular yaşadığını itiraf edemedi, bende edemedim. Derdimi anlatmak zayıflık gibiydi hep gözümde. Nereden bilebilirdim ki zayıflıklarımı gördükçe ve kabullendikçe güçleneceğimi. Hep güçlü olmam gerektiği söylendi bana ve ağlamamam gerektiği. Şimdilerde ise sık sık ağlıyorum, ağlayamadığım günlerin inadına 😉

Bu duygu ve düşünceler hep içimde kalmıştı. Paylaşmayı bilmiyordum. İçimde kaldıkça şişti ve patladı 🙂 Şaka değil gerçekten patladı. Hem de midemden. Bu duygulardan arınmama vesile olan, en güzel kararım. Yani tüp mide ameliyatım. Yıllarca kendime yaptığım duygusal acının bedende tezahür etmesine vesile olan olay.

Ameliyat  kararım zaten çok travmatik ama onu sonra anlatacağım. Buranın konusu size yolculuğumun nerede başladığını söylemek istemem. Bazen çevremdeki insanlara bu kadar uzun vaktim olmuyor anlatmak için ve ne desem boş, ne desem eksik kalıyor. Hazır buradayken de kendi yolculuğumu paylaşmanın keyifli olacağını biliyorum. Bu çok uzun zamandır yapmak istediğimiz bir şeydi, hatta Hemdem’le bu site için deli gibi kaynak araştırırken, — Yaaa biz ne zaman kendimizi yazacağız diye de özlemle bugünleri bekliyorduk 🙂

İşte o gün, bugün!

Neyse ben konuyu yine çok dağıtmadan anlatayım.

Son zamanlarda hayatımın mucizesini yaşıyorum. Her gün mucizelerle dolu sözü abartı olur gibi geliyordu ama bakıp görünce gerçekten öyle olduğunu kabul ediyor insan.

Kendi hayatımın gerçeklerini görmeye başladığım dönemlerde evren sanki benimle konuşmaya başladı. Aslında o çok uzun zamandır bunu bekliyormuş, planlar yapıyormuş. Bütün bu yaşattıkları da onunla konuşmam içinmiş. Bende onunla sohbete başladım. Daha doğrusu mecbur kaldım. (iyileşemediğim o uzun süreci anlatırken bu konuya detaylı gireceğim)

Öncesinde bu gezegene ait bilgiler vardı çok şükür. Sadece manevi konulara hiç girmemiştim. E her şeyin vakti zamanı vardı. İlk Numeroloji, Yoga, Aile Dizimi, Astroloji ve arada alınan eğitimler. Haa bir yılda kutsal metinler eğitimi. Öğrendiğim her şeyin iç içe geçiyor olması beni bu gezegende neden var olduğuma dair biraz daha ikna etti. Ve bu duygu benim için çok tatmin edici.

İşaretleri takip ettikçe, okuyup, araştırmaya başladıkça çok farklı kapılar açıldı ve hepsine girdim. Reddetmeden, ön yargılı olmadan. Kendimi bulmak için girdiğim her yol başka bir yola götürdü, farklı açılımlar yaptı ve bazıları işim oldu. Kendimi bulmaya ve zamanla kendime benzemeye başladım. Hoş daha kaç kılıf değiştireceğim bilmiyorum. Bildiğim tek şey var, yol’da olmayı artık seviyorum. Mavi gökyüzünü seviyorum. Biüstkat’a çıkıp oradan kendime bakmayı seviyorum. Ve ben bunları yazabiliyor ve söyleyebiliyorsam herkes bunu yapabilir diyorum!!! (o kadar ümitsiz vakaydım yani)

Bunu bildiğim için de kıssadan hisse size kendi yolculuğumu anlatmak istiyorum. Kendi gölge yanlarımla her yüzleştiğimde yüzümle k… yer değiştirmelerini de anlatacağım, laf aramızda en eğlenceli olanı onlar. Bu hiç bitmiyor nedense 🙂 bitmesinde, keyifli olmaya başladılar çünkü. Kimseyi yargılayamaz oldum. İyi niyetimden değil yanlış anlamayın, korkumdan. Çünkü biliyorum ki neyi yargılıyorsam ya aynısı bende var ya da yakın zamanda benzerini yaşayacağım. Evrenin çalışma sistemi böyle. Gerçekten dünya bir ayna.

Dünya sistemine bile kızamıyorum artık. Ekonomi canımı sıkıyor ama umudum var, Allah hepimizin yardımcısı olsun. Çokta Polyanna değilim yani. Gerçekler var ama,  o, bu dünyanın gerçeği. Benim Gerçeğim Değil! Ve önemli olan şuan kendi gerçeklerimizle ilgileniyor olmamız. O zaman dünyanın gerçeğini dönüştürebileceğimize inanıyorum.

Dünyayı  ne zaman eleştirsem, hep bir soru geldi önüme, -Peki sen bu mızmızlandığın şey için ne yapıyorsun?  Temizleme işi her zaman kapımın önüne geldi yani, -evet dedim gerçekten her şey benimle başlıyormuş. Bu seri de benim kendimi temize çekme süremdeki deneyimlerim.

Bir de mutluluk gerçekten içimizdeymiş…

Burası kandırıkçı gezegen, gerçek gibi gözüken her şeyi sorgulamamız gereken yer.

 

Benim şimdilik diyeceklerim bu kadar. Bu serinin ilk  yazısı tanıtım gibi oldu:)

Haftaya ”Ameliyat Kararına Giden Yol” yazısı sizlerle…

Şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Yolunuz bahtınız açık, kısmetiniz bol olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

You May Also Like