Fıtrat Nedir? sorusuna verilen en güzel cevap Kur’an kaynaklarından açıklanmıştır. Fıtrat (Yaratılış) Fa-Tı-Ra harflerinden oluşan fatr ve bunun dişilik Tâ’sı eklenerek elde edilen isim-mastarıdır., Arap dili lügatlerinde bir anlamı da bir şeyi varetmek ve onu, bir hedefe doğru geliştirmek üzere, açıp saçmak, dal-budak saldırmaktır.
Kur’an ve Hadiste de fatr ve fıtrat, yaratılış, yaratış anlamlarında kullanılmaktadır. Rum 30. ayet, fıtratı ‘Allah’ın, insanları, üzerinde yarattığı varlık yapısı, karakter ve değişmez ilkeler’ anlamında kullanmıştır. Yine aynı ayete göre fıtrat ilkelerinde değişme olmaz. Hz. Peygamber’in beyanına göre, insanın fıtratı temiz ve yücedir. Bozulmalar, insanın dünyaya gelişinden sonra yine insan eliyle vücuda getirilmektedir.
O halde sen hanîf olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
Rum Suresi 30
Fıtrat faaliyeti Allah’ın sürekli faaliyetlerinden biri olduğundan, Yaratıcı Kudret’in adlarından biri de Fâtır’dır. Demek oluyor ki; fatr ve fıtrat bir şeyi varetmek ve onu, bir hedefe doğru geliştirmek üzere, açıp saçmak, dal budak saldırmaktır. Kur’an, sürekli oluştaki olma-ölme ve tekrar olma düzenini fatr kökünden kelimelerle ifade ediyor. Fatr veya infitar’daki yarma ve yarılma olayı, bir oluşun sonu, bir başka oluşun başlangıcıdır.
Fıtrat düzeninde her ölüm bir doğumun sancısı olmaktadır. Kur’an-ı Kerim göklerin, yerlerin ve insanın yaradılışını fatr olayı olarak gösterdiği gibi bunların yıkılış ve çöküşlerini de bir fatr olayı olarak gösteriyor.
Gök çatlayıp yarıldığı zaman, yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman, denizler fışkırtıldığı zaman, kabirler değildiği zaman, benlik, bilmiş olacaktır önden gönderdiğini de arkaya bıraktığını da.
İnfitar Suresi 1-4
Kur’an’dan Örneklerle Tekamül Süreci
Bu ayetlerde anlatılan, kıyamet, yani bitiş ve ölüş olayıdır. Fakat bu olay bir fıtrat gelişmesi olarak bir başlangıç ve oluşun da sancısıdır. Nitekim Kur’an, bitişin ardından ‘iade’ yani tekrar oluş geleceğini söylemektedir.
Sürekli oluş bir ilk yaratış ve onu izleyen ikinci, üçüncü yaratış zinciri olarak devam etmektedir. Bu devamda bir yaratıştan fatr (yarma) yolu ile bir başka yaratışın çıkışı esastır. Kur’an, bunların ilkine bed’ (başlama) ikincisine iade, avdet veya neş’et-i uhrâ demektedir. Bu, elektrik cereyanının hız verdiği bir dinamoda artı ile eksinin birbirini izlemesine benzer. Ve bundan anlaşılır ki, fıtrat düzeninde her bitiş bir başlangıcın, her ölüş bir oluşun, her parçalanış ve dağılış, bir fışkırış ve sentezin öncüsüdür. Buna fıtrat diyalektiği diyebiliriz. Tam bu noktada, çağımızın en büyük İslam düşünürü Muhammed İkbal’in hayranlık veren bir açıklamasına dikkat çekeceğiz:
‘’Kur’an’ın tanıttığı kâinat, kalıp halinde, hareketsiz ve değişmez, her işi olup bitmiş bir kâinat değildir. Onun ta iç benliğinde bir yeniden doğuş hülyası gizlidir.’’
Bu sürekli oluş bir yaratış ve yaratılıştır. Pozitif ilmin tanıttığı mekanik oluşun aksine buna tekerrür yoktur. Sürekli oluş yani fıtrat, gelişmekte olan yaradılıştır; böyle bir yaradılışta tekerrürden bahsetmek çelişkidir.
Anlaşılmaktadır ki, isim-sıfatlarından biri de Fâtır olan Allah, sürekli oluşta, bir oluşu yararak ondan ikinci bir oluş çıkarmakta ve bu böylece devam etmektedir. Kur’an müfessirlerine göre, Allah’ın Fâtır diye anılışı, yokluğu yarıp varlığı ondan çıkardığı içindir. Sahabi müfessir İbn Abbas’a göre fatrdaki yaratma her seferinde yeni ve özgündür. Bu demektir ki, fıtrat düzeninde her oluş bir öncekine göre daha mütekâmildir.
Geriye adım atmayan bir süreçte eski bir tekerrür olmaz.
Ve hayat, geriye adım atmaz.
Varlıkların tekamül yolculukları için fıtratlarına uyumlanmaları ve olumlu potansiyellerini açığa çıkarmaları elzemdir. Bunun için ilk önce Fıtrat Nedir? öğrenelim istedik. Numeroloji ile fıtratımıza dair bilgilerimizi öğrenmeden hazır ”buradayken” paylaşmak istedik.
Kaynak; Yaşar Nuri Öztürk Kur’an’ın Temel Kavramları