Hayat Amacı 3
Hayat amacı olarak 3 üzerinde çalışan kişiler, duygusal hassasiyetlerinden yararlanarak dünyaya pozitif, yürekten bir kendini ifade getirmek için buradadırlar. Hayat amacımız mücadeleler gerektirdiğinden, 3ler önce önü kesilmiş ya da bozuk ifade ve aşırı duygusal hassasiyet ve kendinden kuşku sorunlarıyla karşı karşıya gelmek zorundadırlar.
Ana hayat amaçları 3 olan kişiler ve doğum sayılarında bir 3 bulunan herkes, bu dünyaya güçlü kendini ifade itilimleriyle gelirler. Hayat amacımız kolayca gerçekleşmediği için, 3ler ayrıca –hassas duygusal doğalarıyla ilişkili kendinden kuşku, ifade korkusu ve duygularını direkt olarak belirtmek yerine- insanları kurnazca yönlendirmeye çalışmak gibi belli sorunlarla da karşılaşırlar.
3lerin ifade enerjileri güçlü bir sosyal unsura sahiptir; 3ler diğer insanlara ihtiyaç duyarlar. 3ler kendilerini ister konuşarak, resim yaparak, şarkı söyleyerek, ister heykel yaparak, rol yaparak, yazarak ya da diğer vasıtalarla ifade etsinler, çoğunlukla tek başlarına başlarlar, sonra yeteneklerine güvenleri arttıkça, dışarı uzanıp, kendilerini insan gruplarına –ailelerine, arkadaşlarına ya da genel olarak halka ifade etmenin verdiği doyumu keşfederler.
İfade ve Duyarlılığın Özü
Tarih boyunca insanlar ifadeyi hem pozitif hem de negatif amaçlarla kullanmışlardır –yüceltmek, eğitmek ve ilham vermek ya da küçümsemek, moral bozmak ve hatta yıkıma uğratmak için. İfade, sözlü ifadeden beden diline dek birçok şekil alır; bir bakış ya da bir iç çekiş ile, haykırarak vaaz verme arasında değişir. İnsanlar kendilerine ayrıca, örneğin sanat ve mimari, müzik ve pandomim dilleri vasıtasıyla da ifade ederler.
İfade birçok şekil alsa da, en yaygın olanı başka insanlarla konuşmayı içerir. 3 enerjisi yüksek derecede ‘’birbirini etkileyici ve sosyaldir. 3ler kendilerini ifade etmek istediklerinde, onları dinlemeye istekli bir insana ihtiyaç duyarlar. Dinleyicileri varsa, kendi hakiki duygu ve ihtiyaçlarını ifade ederken, dinleyicilerine uyum sağlayabilmek ve iletişimlerini onların gereksinim ve ilgilerine uydurmak için duyarlılığa ihtiyaçları vardır.
İnsan toplumunda biz iletişimi genellikle bir bilgi aktarma vasıtası olarak düşünürüz. Bu böyle olabilir ama ifade iletişimden farklı bir niteliğe sahiptir; o sadece insanın duygusal realitesini paylaşması değil, başkalarını da aynı şeyi yapmaya cesaretlendirmesini içerir. Herhangi bir kişi için, ama özellikle 3ler için ifade, duygularla başarılı bir biçimde gerçekleştirilir. Bundan dolayı, duygusal kendini ifade –gerçek duygularını dürüstçe ve direkt olarak paylaşmak ve başkalarını da aynı şeyi yapmaları için cesaretlendirmek- 3lerin hayat amacının esasını oluşturur. Duyguları ifade ediş kendi ödülünü sunar; yani, aksi takdirde –hedefine ulaşamadığı için- düş kırıklığı ve sinirlilik yaratabilecek duygusal enerjiyi serbest hale geçirir.
İster kendi uğrunuza, ister başkalarının uğruna ya da her ikisi uğruna ifade ediyor olun, duyarlılık ve ifade elele gider. 3 enerjisiyle çalışan kişilerin kendi duygularını itiraf etmeye ve başkalarına da aynı şeyi yapmaları için ilham vermeye ihtiyaçları vardır.
Yoldaki Mücadeleler
Henüz ‘’normal seyrini bulmamış’’ 3ler toplum önünde konuşma ya da hassas duygularını ifade etme fikrini kesinlikle rahatsız edici, hatta korkutucu bulabilirler. Hayat amacımızın doğası engellerin üstesinden gelmeyi gerektirir; bu yüzden 3ler, kaçınılmaz surette, kendilerini ifade etme konusunda zorluklarla karşılaşırlar. Bu zorluklar konuşma bozuklukları, (pelteklik) ile sürekli çekingenlik, ana diliyle yabancı bir dilmiş gibi boğuşmak ile güzel ama (bastırdığı için) duygudan yoksun bir biçimde konuşma arasında değişir. Bir çok 3, sanki konuşmak için cesaretini topluyormuş gibi çok sessiz görünür, ama en sonunda konuşmaya başladığında, çevresindeki kişilerin iyi dinleyiciler olmaları iyi olur!
Nasıl 1ler –ister pozitif ister negatif- her biçimde yaratırlarsa, 3ler de pozitif ya da negatif biçimlerde ifade ederler; her iki biçimde de, ifade etme itilimleri tezahür eder. ‘’Seçimler Yasası’’ 3lere kuvvetle uygulanabilir, çünkü onlar daima pozitif, yapıcı biçimlerde ya da yıkıcı biçimlerde ifade etme seçimine sahiptirler.
3lerin aşmaları gereken eğilimlerden biri de, her şeyin negatif yanını görme ve bunları ifade etme eğilimidir. Bu negatif ifade biçimleri arasında sızlanmak, yakınmak, eleştirmek ve küfretmek yer alır. Bu tür negatif ifade, çoğunlukla, 3lerin çocukluk ve gençlik devrelerinde ortaya çıkar ve bu eğilim o dönemde görülüp halledilmelidir. Onların kendi kendilerine, ‘’Bu durumun pozitif yanı nedir?’’ diye sormaya ihtiyaçları vardır.
Hayat amacımız kolayca gerçekleşmediği için, 3ler hiçbir zaman kendilerini ifade edemeyebilirler; konuşma isteği duymayarak ya da konuşmaktan korkarak sessizleşebilirler ya da anlaşılmakta zorluklarla karşılaşabilirler. Onlar, sık sık, ne demek istediklerini ya da ne hissettiklerini ifade edecek ‘’doğru sözcükleri bulma’’ konusunda endişeye kapılır ve bazen bu konuda sorun yaşarlar.
Bununla birlikte, 3ler bir kez açılınca, artık söyleyecekleri çok şey vardır ve bunları söyleyecek bol enerjiye de sahiptirler. Nasıl 1lerin yaratıcı enerjisi birikince baskı yapabiliyor ve bu enerjinin mutlaka serbest hale geçirilmesi gerekiyorsa, 3ler de sadece düşündüklerini değil, hissettiklerini de söyleme konusunda benzer bir duygusal baskı yaşarlar.
3lerin ifade etme itilimiyle birlikte, derin bir duygusal hassasiyet de gelir. Çoğu 3ler duygularla beslenirler, başkalarını da duygularla besleyebilirler. Nasıl 1ler geniş bir fiziksel enerji alanına sahiplerse, 3ler de geniş bir duygusal alana sahiptirler –bu geniş duygusal sinir sisteminin enerjik ‘’dokunaçları’’ çevrelerine uzanır ve onları (gösterseler de göstermeseler de) başkalarının duygularına karşı son derece açık ve duyarlı kılar. 3lerin yakınında bulunan bir kişi sevinç ya da üzüntü hissettiğinde, 3ler bu hali kendi içlerinden geliyormuş gibi hissederler. Benzer şekilde, 3ler üzüntü ya da sevinç duyduklarında, yakınlarında bulunan duyarlı bir kişi de onların duygusal gücünü hissedebilir.
Hemen hemen tüm 3ler, duyarlılıkları nedeniyle, başkalarının üzüntülerini ya da negatif hallerini sünger gibi içlerine çekerler. Bir kendini-koruma biçimi olarak, birçok 3, kontrollü, mantıklı tavırlar ya da böyle bir maske takınır. Ama onların iç yaşamları derin bir duygular kuyusunu gözler önüne serer. Hangi mesleği seçmiş olurlarsa olsunlar, 3lerin ifade etme itilimi yüzeye çıktığında, onlar başkalarına da duygularını uyandırma konusunda yardım etmek için bit tutku duyarlar.
Çoğu 3ler eleştiriye karşı aşırı duyarlıdırlar, daima yanlış anlamaya hazırdırlar; en nazik eleştirilerin dışında, tüm eleştiriler, çoğu 3leri, sanki kalplerinden bıçaklandıkları duygusuyla bırakır. Eleştiriyi bir ilgi biçimi, bir koruma çabası olarak görmeyi öğrenmeleri, 3lerin aşırı duyarlılığı aşıp daha derin bir anlayışa ulaşmalarına yardımcı olur: Eleştiri daima, eleştiricinin de bir derecede duygusal risk almasını gerektirir, çünkü eleştirilen kişi incinebilir ya da öfkelenebilir veya eleştiriye karşılık verebilir. Eleştiricilerimiz eleştirilerini nazik bir üslupla yapsalar da yapmasalar da, bu onların bize yönelik ilgisini gösterir; çünkü eğer bizi hiç umursamasalardı kendilerini bu sıkıntıya sokmazlardı. 3lerin bunu anlayıp kabul etmeleri, eleştiriyi hoşgörüyle karşılamalarına ve her eleştiri biçiminde var olan sevgi zerrelerini görmelerine yardımcı olabilir.
3ler, geniş ve duyarlı enerji alanları yüzünden, çoğunlukla, gizli ya da güçlü bir kendinden-kuşku ile karşı karşıyadırlar ve bu da hayatlarındaki başka bir temel sorundur.
1lerin güvensizliği başkalarından aşağı ya da farklı olma korkusundan kaynaklanır; oysa 3lerin kendinden kuşkuları, daha çok kendilerini bir görevi başarabilecek halde hissetmemeleriyle ilişkilidir. Nasıl 1ler en bağımlıları ve 2ler en aşırı-özverilileri oluşturuyorlarsa, 3ler de en manik-depresifleri oluştururlar. Duyarlılıkları nedeniyle, birden kendilerini bırakıp aşırı kendinden kuşku duyabilirler; ya da aşırı manik hale gelebilir, o enerjiyi ifade edecek bir yol bulamaz ve sonra bir depresyona girip kendilerine acırlar. Öğretmek, yazmak (günlük tutma şeklinde olabilir) ve egzersiz yapmak, bunların hepsi de 3lerin güçlü duygularını ifade etmelerine vasıta olabilir.
3ler sık sık, güven (‘’Ben her şeyi başarabilirim!’’) ile aşırı güvensizlik (‘’Bunu başarabileceğimi nasıl düşünebildim?’’) duygusu arasında takla atarlar. Bir gün kendinden emin, atılgan olurken, ertesi gün duygusal bir baş aşağı düşüş yaşayabilirler. Kendinden kuşku –kendini ehliyetsiz, hazırlıksız ya da genel olarak aciz hissetmek- çeşitli biçimlerde tezahür eder. Örneğin, bazı 3ler daimi öğrenci olurlar, sürekli hazırlanırlar, ilerleme dereceleri kaydederler, çeşitli kurslara devam ederler, ama asla piyasaya girme cesaretini göstermezler –başarısızlık korkusuyla asla kendilerini tümüyle adamazlar. Eğer 3ler hayatın herhangi bir alanında sorunlarla karşılaşırlarsa, önce kendinden-kuşkularına bakabilir ve Eylem Yasası bölümünde açıklanan güvensizliği yenme alıştırmasını uygulayabilirler.
Şiddetli duyarlılıkla birleşen ifade sorunları, 3lerde, duyguları ve ihtiyaçları konusunda başkalarına, hatta kendilerine bile yalan söyleme eğilimini ortaya çıkarır; ustalıkla idare etmek –başkalarını ustalıkla idare etmek ya da böyle idare edilmek- 3ler için büyük bir engel oluşturur. Onlar bu eğilimden kurtulmak için özel çalışma yapmadıkça, ne istediklerini ya da neye ihtiyaç duyduklarını direkt olarak söylemekte zorlanacak, onun yerine ima edecek veya olanlara göz yumacaklardır. Şöyle depresif inançlara da düşebilirler: ‘’Eğer beni gerçekten umursasalardı, neler hissettiğimi bilirlerdi.’’ Başkalarını –duygusal yönden- bir bakış ya da bir iç çekişle ustalıkla idare edebilirler ve sonra kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak ya da ihtiyaç duydukları şeyleri onlara verecek birini beklerler. Onlar, aynı zamanda, başkalarına olan duygusal bağları nedeniyle, başkaları tarafından da bazen ustalıkla idare edilebilirler.
Dürüstlük Yasası 3lere kuvvetli bir biçimde uygulanabilir ve direkt ve dürüst iletişimin önemini anlamalarına ve bu tür bir iletişim içine girmelerine yardımcı olabilir. 3ler herkesin onlar kadar duyarlı olmadığını anlayıp kabullendiklerinde, kim olduklarını, neler hissettiklerini ve neye ihtiyaç duyduklarını açıkça ifade etmelerinin gerekli olduğunu anlarlar. Dürüstlük Yasası, 3lerin ilişkilerinde ve hayatlarında çarpıcı değişiklikler yaratmalarına yardımcı olabilir.
Pozitifte, 3ler oyunculukta, öğretmenlikte ve insanları idare etmekte zevk ve doyum bulabilirler ve onların sosyal hizmet enerjileri de çok boldur. Eğer bir neden ya da bir çağrı, onların pozitif, besleyici duygularını meydana çıkarabilirlerse, yararlı olabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Duyarlılıkları –dikkatlerini vermişlerse- başkalarının duygularına uyumlanmalarını ve iyi öğretmenlik ve danışmanlık yapabilmelerini mümkün kılar. En yüksek anlamda, keskin sezgileri onları duru-sezgiye (‘’duyudışı idrak’’ noktasına varan hissetme haline) açabilir.
Diğer Nitelikler ve Sorunlar
3lerin kullanabilecekleri anahtarlardan biri de, empati (bir başkasının duygularını anlayabilme) kazanmaya çalışmak ama sempatiden (karşısındaki ile aynı şeyi hissetmek) sakınmaktır; ikisi arasındaki süptil fark hepimize, ama özellikle de –kendilerini başkalarının duygularına kaptırma eğilimleri nedeniyle- 3lere uygulanabilir. Bize bir ‘’karanlık çukur’’dan seslenen kişilerin hislerine katılıp, onlarla aynı şeyi hissettiğimiz zaman (sempati halinde),sonuçta onların yanına yuvarlanır ve onların dertlerini, ıstıraplarını yaşamaya başlarız. Ama, onların duygularını anlayıp paylaştığımız zaman (empati halinde), açık bir yerde, kendi merkezimizde kalır ve onlara oradan bir merdiven uzatabiliriz. Bazen olduğu gibi, onlar, ‘’Hayır ben merdiven istemiyorum, ben senin de buraya, benim yanıma atlamanı istiyorum!’’ diye karşı çıkabilirler. Ama biz o şefkatli ve anlayışlı yerimizde durup onlara, ‘’Ben sana buradan daha çok yardımcı olabilirim. Elimden geleni yaptım ve şimdi, buraya tırmanıp çıkma ya da orada karanlıkta oturmaya devam etme konusunda vereceğin kararı saygıyla karşılayacağım,’’ diye yanıt verebiliriz. Sempati ile empati arasındaki farkı hatırlayarak, 3ler, bir yandan kendilerine yardım ederken, başkalarına da daha etkili bir biçimde yardımcı olabilirler.
Hassas duygusal doğalarından dolayı, 3ler kendilerini öne sürmeye ve öfkeyi ya da saldırgan enerjiyi yapıcı biçimde ifade etmeyi öğrenmeye ihtiyaç duyabilirler; aksi taktirde, güçlerini tam anlamıyla tezahür ettirmekte çekingen kalabilir ya da bu konuda düş kırıklığına uğrayabilirler. Savaş sanatları, dans ya da diğer atletik faaliyetler bu arenaya açılmalarına yardımcı olabilir ve 3ler, genelde, böyle bir genişleme ve coşkuda büyük bir haz ve sevinç bulabilirler.
Bazen cinselliği güç için kullanan 8lerin, ya da cinselliği hapsedilmiş enerjilerini salıvermek için kullanan 1lerin zıddına, 3ler bazen kendilerini, işe heyecanla katılıp rastgele cinsel ilişkiye girdikleri durumlarda bulabilirler; daha sonra kendi kendilerine, ‘’Ne oldu?’’ ya da ‘’Böyle bir şeyi nasıl yapabildim?’’ diye sorabilirler. Kendinden-kuşku ayrıca onların cinsel ifadelerini de etkileyebilir, ya da dengeli cinsel ifadenin önemini anlayıncaya dek –suçluluk duygusu veya kendilerini yetersiz yetersiz ya da çekingen hissetmeleri nedeniyle- cinsel enerjilerini bastırabilirler.
Çoğu 3ler, ayrıca, onlara bir grup insana konuşma şansı veren organizasyonlardan yararlanır ve zevk alırlar. Topluluk önünde konuşma konusunda Dale Carnegie kursları ya da diğer benzer kurslar 3lere ifade becerilerini ve hepsinden önemlisi, güvenlerini geliştirme fırsatı verirler.
Fiziksel olarak, 3ler hassas bir sindirim sistemine sahiptirler; gerilim altındayken, diğerlerine göre daha çok ishal olabilirler.
3ler de dahil olmak üzere, çoğumuz mali arenada mücadeleler vermek zorunda kalabiliriz; buna karşın, bu hayat yolundaki bireyler doğal (kaderi olarak) bir parasal zorluk yaşamazlar; 3ler esasen güvene ihtiyaç duyarlar. Onlar kendinden-kuşkuyu aştıklarında, bolluk ve bereket, neredeyse hiç çaba göstermeden, doğal biçimde onlara akar.
Zirvede: Potansiyel ve Kader
Yürekten ve sözcükleri dikkatle seçerek konuşmayı gerektiren duyarlı ifade, insanları gözyaşlarına ya da kahkahalara boğacak bir güce –dünyayı az ya da çok değiştirebilecek eylemler ilham etme gücüne- sahiptir.
Her büyük kültür, en büyük etkiyi sağlamak için sözcükleri ne zaman ve nasıl kullanacaklarını hissedecek duyarlılığa ve ifade gücüne sahip liderler yetiştirmiştir. Hiçbir savaşçı ya da dünya lideri, ifade gücüne sahip değilse, çok uzun süre dayanamaz; kalem gerçekten de kılıçtan daha keskin olabilir. Musevi-Hristiyan İncili’ne göre, Söz (ses ya da titreşim) Işık’tan bile önce gelmiştir.
3 enerjisinin zirvesinde bekleyen şey (zirvedeki 3leri bekleyen şey), duyarlılıktan kaynaklanan bir şefkatle birleşen ifade gücüdür. Yolculuklarının sonuna doğru, 3ler varlıklarının tüm duygularına kendilerini açarlar; tutku ve sevgiyle dolu bir halde ve tüm duygusal renk paletini kullanarak, geniş enerji alanlarıyla uzanıp başka insanları kucaklarlar; böylece bize de insanlığımızın özünü, ruhumuzun potansiyelini ve kendi duygu boyutumuza uyanma özlemimizi hatırlatırlar ki, bu yolla biz de tam insan olmaya uyanabiliriz.
3lerin hayata ve başkalarına karşı hissedebilecekleri duygusal bağ, yükselen bir enerji üretir ki bu enerji bir kez ifade edildiğinde, çevresindeki herkesi yüceltebilir. Bu bireyler, yunusların denizde yaptıkları gibi, duygular içinde eğlenip oynama potansiyeline sahiptirler. En yüksek düzeylerde, 3ler sevgi enerjisine açık bir kanal oluşturur; başkalarını da sevinç ve ilhama yönlendirerek, dünyada bir ışık gücü olurlar.
Eylem Kontrol Listesi
- Kendi kendinize şöyle sorma alışkınlığı edinin: ‘’Şu anda ne hissediyorum ve neye ihtiyacım var?’’ Duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı direkt olarak ifade edin.
- Bir topluluk önünde konuşma kursuna gidin ya da oyunculuk, sanat veya dans gibi kendinizi-ifadeyi araştırabileceğiniz fırsatlar yaratın.
- Bir savaş sanatı, ağırlık kaldırma ya da aerobik dans gibi iddiacı (kendini ortaya koyan), yayılıp genişlemeye elverişli yanınızı hissetmenize ve ifade etmenize yardımcı olacak bir bedensel faaliyet bulun.
- Kendinden-kuşku durumuyla karşı karşıya geldiğinizde, onunla dürüstçe yüzleşin ve onu aşın.
Yaratıcılık ve Güvene Ulaşma
- Tanıdığınız, kendini açık, dürüst ve güçlü bir biçimde ifade eden, ama aynı zamanda dinleyicilerine uyulmanmış ve onlara duyarlı kalabilen bir örnek kişiyi düşünün ya da böyle bir film, roman kahramanını veya tarihsel karakteri gözünüzde canlandırın.
- Kendinizi o kişi olarak imgeleyin –yeteneklerinizden eminsiniz, kendinizi ustaca ve duyarlılıkla ifade edecek kadar güvenli ve rahatsınız, tüm duygularınızı ve korkularınızı, sevinçlerinizi ve kederlerinizi paylaşıyorsunuz. Bu nitelikleri hangi özel yollarla uygulamaya koyabilir ve hayatınıza daha büyük bir ifade getirebilirsiniz?
Kaynak; Dan Millman Hayatınızın Amacı