Birçoğumuz için ilişkilerdeki en büyük sorunlardan biri ‘’hayır’’ kelimesini kullanamamamızdır. Hayır diyebilmek ilişkilerimizde sınırları belirlememizde ve kendi özel alanımızı oluşturmamız da en önemli şeydir. Her şeyi kabul etmemiz, herkese Evet demek zorunda hissetmemiz ise duygusal bir yanılsamadır.
Ve unutmamamız gereken şey; Eğer dışarıya hiç ‘’Hayır’’ımız yoksa, içeride kendimize ‘’Evet ‘’dememiz mümkün değil!
Hayır Diyebilmek Neden Bu Kadar Zor?
Sevgiyi Kaybetme veya Tek Edilme Korkusu;
Evet diyen ve sonra evet dediği için rahatsız olan insanlar, başkalarının sevgisini kaybetmekten korkarlar. Bu, kendini adayan insanlarda yoğun olarak görülen eğilimdir. Sevgi görmek için verir, bunu alamayınca da kendilerini terk edilmiş hissederler.
Başkalarının Öfkesinden Korkmak;
Eski incinmiş duygular ve zayıf sınırlar yüzünden bazı insanlar, hiç kimsenin kendilerine kızmasına tahammül edemez.
Yalnız Kalma Korkusu;
Bazı insanlar, sevgi ‘’kazanacaklarını’’ ve yalnızlıklarının sona ereceğini düşünerek başkalarına boyun eğerler.
İçimizdeki İyi İnsanı Kaybetme Korkusu;
Bizler sevmek için yaratıldık. Bundan dolayı sevmediğimizde acı çekeriz. Pek çok kişi, ‘’Seni Seviyorum ve bunu yapmanı istemiyorum,’’ diyemez. Bu tarz bir cümle onlar için anlam taşımaz. Onlar sevmenin, her zaman evet anlamına geldiğini düşünürler.
Suçluluk Duygusu;
Pek çok kişi için vermek eyleminin nedeni suçluluk duygusudur. İçlerindeki bu duyguyu yenebilmek ve kendileri hakkında iyi şeyler hissedebilmek için yeteri kadar iyilik yapmaya çalışırlar. Hayır dediklerinde kendilerini kötü hissederler. Bu nedenle sürekli olarak bir iyilik duygusu edinmeye çalışırlar.
Geri Ödeme;
Pek çok kişi aldıkları şeylere eklenmiş bir de suçluluk mesajı bulur. Örneğin anne babalar şöyle söyler, ‘’Ben hiç senin kadar iyisini sahip olmadım.’’ ‘’Tüm bunlar için utanç duymalısın.’’ Kendilerine verilenlerin tümünü ödemek için kendilerini yükümlülük altında hissederler.
Onaylanma;
Pek çok kişi kendisini hala çocukmuş ve anne babasının onayını beklermiş gibi hisseder. Bu nedenle de birisi onlardan bir şey istediğinde, onu yerine getirmeleri ve böylelikle bu sembolik ebeveyni ‘’mutlu etmeleri’’ gerekir.
Kendini Başkalarının Kayıplarıyla Gereğinden Fazla Özdeşleştirme;
İnsanlar pek çok kez, kendi düş kırıklıkları ve kayıplarıyla zamanında yeteri kadar ilgilenmemiştir, bu nedenle bir başkasını ‘’hayır’’ diyerek yoksun bıraktıklarında, onun üzüntüsünü sonuna kadar ‘’hissederler’’. Birisini bu denli kırmaya tahammülleri olmadığı için isteklerine boyun eğerler.
Önemli olan şey; Bizlerin, bu gezegene özgürlüğe çağrılmış olması ve bu özgürlüğü deneyimleyebilmesidir. Bizler gerçekten özgür olabildiğimizde (duygusal ve ruhsal) gerçek sevgiyi deneyimleriz. Cömertçe vermenin büyük ödülü vardır. Vermek gerçekten de almaktan daha kutsaldır. Eğer verme eyleminiz sizi mutluluk ve neşeye götürmüyorsa bir durup düşünmek zamanıdır.
Her zaman şu soruyu hatırlamakta fayda var ‘’Kendine kötü davranan biri sizce gerçekten iyi biri midir?’’
Sevgiler,
Kaynak; Dr. John Townsend – Dr. Henry Cloud Sınırlar
