Eve varmışım, ev ahalisi beni çok özlemiş; sivrisinekler bacaklarıma saldırmış.Zaten on dakika önce şirketi fena zarara sokacak bir konu hakkında mail almışım ve hemen sonrasında ekonomide resesyon kapıda temalı bir telefon konuşması yapmışım. Bilgisayarımın ekranı, kalemimin kapağı, buzdolabının kulbu, havlu askısı dahil olmak üzere toplu kırılmalar geçirdiğim bir haftanın sonuna yaklaşmışım. Sorsan “İyiyim şükür ” den fazla bir şey demem. Ne denir bilmiyorum çünkü. Kötüyüm desem tatminsiz, berbatım desem kibirli sanki.
Geçen hafta terapide sıfır farkındalıkla sürekli tekrarladığım bir el hareketi üzerinde çalıştıktan sonra “Ne hissediyorsun?” sorusu geldi. Güldüm; “İyiyim, başka bir cevabım yok.” dedim. Normal dedi terapistim, “Terminolojimizde başka bir kelime bulamıyoruz.”
Kötüyüm desem ne değişecek biraz da oralara bakalım madem. Zilyon tane varsayımda bulunabilirim türlü cevaplarla ilgili ama yapmayacağım.Deneyip öğreneyeceğim.Zira varsayımlarla saçma sapan yerlere varmışım; kendimi yormuşum, konuyu da yanlış anlamışım kim bilir kaç milyon kez. Karşı tarafa bunu neden böyle yaptın diye sormak varken hikaye uydurmak ve uydurduğuna inanmak ne bileyim, mesela gereksiz değil mi?
Ego da işte kendimiz için uydurduğumuz hikayemiz sanıyorum. (Bak, uydurmak derken bile içimde bir yer cız ediyor; alınıyor minnoş egom)
Geçenlerde, keyifli bir akşamda sevgilimle bir oyun oynadık. “Senden çok iyi ….. olurmuş”, boşluğu doldurunuz. Bana uygun gördüğü meslekler beni hem çok şaşırttı hem umutlandırdı. Şaşırdım çünkü verdiği cevaplar haritamın temel akretipleriydi. Umutlandım çünkü analitik düşünce abidesi sevgilim bende kendimin görmediği bir potansiyel görüyordu.
Ah yine o lanet potansiyel kelimesi!
Lisede binbir yalanla gizlemeye çalıştığım veli toplantılarına giden annemin her öğretmenden duyduğu klişeleşmiş cümlenin meşhur nesnesi; “Potansiyeli büyük ama kullanmıyor.”
O zaman müsaadenizle içimdeki öfkeyi bir kusayım.
Pardon da hangimize bu potansiyelin ne olduğu, nasıl ortaya çıkacağı, nasıl kullanılacağı gösterildi? Benim o zaman bildiğim tek potansiyel fizik dersindeki bir enerji türü. İşte statik olur, kinetik olur, potansiyel olur; o kadar. Acaba bunun yerine biraz yürekli olup bu öğrencinin yeteneği dilde, edebiyatta, sözelde mi deseydiniz? Yok. Çünkü zaman 90lar, okul Anadolu lisesi ve biraz başarılı her çocuk sayısal okumalı. Onun yerine potansiyelini kullanmıyor derler, topu çocuğa atarlar. Kendileri de başka türlüsünü bilmiyorlardır belki de. Sahi,sene 2022 buralarda değişen bir şey var mı?
Youtube da bir videoya denk gelmiştim. Eğitim bilimcisi olduğunu düşündüğüm zat Amerikadaki eğitim sistemi ile Türkiyedekini kıyaslıyordu. Ülkemizde çocuğa zayıf olduğu derslerden özel ders aldırılırken Amerikada iyi olduğu derslerden daha da iyi olsun diye ders aldırılılmış. Of dedim, ne kadar da mantıklı! İçimde bir hüzün; bizde bu günleri görür müyüz Piraye?
Bunları yazarken yan bahçeden komşunun oğluna seslenişi geldi; “Sivriler ısıracak yer bulamadılar, kulağımı ısırdılar.”
Oysa tüm sivrisinekler partilemek için beni beklemişti.Anında zihnimde bir fleşbek. Geçen hafta seansta terapistim çocukluk travmamı çok klişe bulmama karşılık demişti; ” Ah bir anlasak hepimizin ne kadar klişe olduğunu da o özel olma özentiğilimizden bir kurtulsak”. Canım benim, güneşim aslanda benim, bunu bir sindirmem lazım.
Hazıra konmaya bayılan modern insan ve Merkür Satürn karemden mütevellit kısıtlı olduğunu hissettiğim anlatımımım için konuyu toparlarsak:
- Bok gibi hissettiğinde “İyiyim” demekten başka bir şey bulamıyorsan buralara bir bak. Bütçen el veriyorsa ya da yokluğu seni mutsuz etmeyecek ihtiyaçlarından kısarak terapiye git. Sana uygun terapisti bulduğunu hissedene kadar da vazgeçme. Zira ilk gittiğin uymadı diye bahane bulmak çok kolay; denemeye devam etmek o kadar kolay değil.
- Yaşadığın olaylar hakkında varsayımda bulunma canım. Keza kendimize sorun yaratmaktan başka bir işe yaramıyor. Böyle sadece bu yazıyı okumak daha da işe yaramaz. Yiyor dersen; yakın zamanda yaşadığın bir tartışmadan üzerinden biraz vakit geçsin, git karşı tarafa sor; “Bunu neden böyle düşündün, neden böyle dedin?”.
- Ebeveynlere sesleniyorum; ne olur kendinizi unutmayın. Evet, kendinizi hatırlayın. Aç Pink Floyd’dan Wall’ı. Çocuğunun potansiyeli gözünün önünde.Gideceği yer orada. İtme; elinden tut. Annen baban sana böyle yapabilseydi kötü mü olurdu ki sen kötü olasın?
- Hepimiz klişeyiz. Bendekinden sende de var, sendekinden de bende. Kendime yazıyorum yani aslında bunları bir yandan ben de. Bir yerlere varır mıyız mı dersin?
Bonus bugün Özge’den gelsin: