Rezonans Kanunu

Rezonans Kanunu ‘nda yatan olağanüstü gücün keşfi, hayatımızdaki en büyük buluşlardan biridir herhalde. Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse; en şiddetli arzularımıza ulaşamadıysak; eğer hayatımıza hiç istemediğimiz şeyler girdiyse, eğer mutsuzsak ya da yenilgiye uğradıysak, bütün bunların sebebini Rezonans Kanunu ‘nda bulabiliriz.

Rezonans Kanununu kavrayıp onu nasıl kullancağımızı anlamaya başladığımız anda, hayatımızda her şey mümkün olacaktır.

Her kim olursa olsun, istediğin kişi olabilseydin eğer, kim olmayı isterdin? Eğer hiçbir sınır, ön yargı veya sana isteklerinin abartılı, aşırı, gülünç ya da ölçüsüz olduğunu söyleyen kimse olmasaydı? Yani eğer kim olursa olsun, istediğin kişi olabilseydin ve önünde bütün yollar ile kapılar açık olsaydı, o zaman kim olmayı isterdin?

Bu soruyu kendine her zamankinden daha çok sor. Çünkü her defasında verdiğimiz cevap, hayatımızı belirliyor. Bu cevap arzularımızı, kararlarımızı, hükümlerimizi, kanaatlerimizi ve gelişimimizi yönlendiriyor.Hatta çevremiz bile, tüm hayatımız, bu cevaba göre değişiyor.

Bu soruları birçok insana yönelttiğinizde anlayışsızlık ve şaşkınlıkla karşılanıyorsunuz. Soru üzerinde sadece şöyle bir düşünme fikrini bile saçma buluyorlar. Hatta insanların büyük bir kısmı artık bu soruyla ilgilenmiyor bile. Hem neden ilgilensinler ki? İnsan zaten hayatını değiştiremeyeceğine inanırsa, bu konuda kafa yormak da zahmetli ve oldukça zaman alıcı olur…

Çok vahimdir ki; insanın hayatını değiştirememesinin asıl sebebi, bunu başaramayacağına kesin inanmış olmasıdır.

Zira hayatımızın senaryosunu inançlarımız yazar.

Kuantum fiziğinin, kuantum biyolojisinin, modern matematiğin ve epigenetiğin en yeni buluşları, hastalıktan sağlığa; bağışıklık sistemimizden hormonal dengeye; vücudumuzun kendini tedavi edebilme gücünden mutlu olma kabiliyetimize kadar bizi, olduğumuza inandığımız şey yapanın, düşünce biçimimiz olduğunu, gün yüzüne çıkarmıştır.

İmkansız, Sadece Bizim İmkansız Olduğunu Düşündüğümüz Şeydir.

Gerçekte sınırlar sadece bizim beynimizdedir. Bu sınırları kaldırabilirsek önümüz uçsuz bucaksız imkanlarla doludur. Asıl harika olan ise, bu fikrimizi artık sadece salt inançlarımıza ve tahminlere dayandırmak zorunda olmayışımızdır. Zira bilim, bu görüşe artık eşlik etmekte ve onaylamaktadır. Hatta araştırmalar inançlarımızla sadece kendi hayatımızı değil, çevremizi de etkilediğimizi ortaya çıkarmıştır. Düşünce gücümüz ve hislerimizle hayatımızda olmasını arzuladığımız tüm değişiklikleri yapabilme imkanına sahibiz.

Hatta inanışlarımızla, DNA’mızı bile değiştirebilir, vücudumuzun kendi kendini tedavi etme mekanizmasını harekete geçirebilir, yaşamımızda mutluluk ve sevinç rüzgarları estirebilir, kısacası mümkün olduğunu düşündüğümüz her şeye ulaşabiliriz.

Ya, bütün inançların yanlış olgu ve bilgilere dayanıyorsa?

Rezonans Kanunu Nedir?

Resonantia = Akis.

Rezonans   = Eko, yankı, titreşim.

Rezonans Kanunu, evrendeki her şeyin birbirleriyle titreşimler aracılığı ile nasıl iletişim halinde olduğunu anlamamızı sağlar. Vücudumuzun her bir organı ve hücresi de dahil olmak üzere dünyadaki bütün nesnelerin ve canlıların kendilerine has bir titreşimleri vardır. Bu, madde içinde böyledir. Maddenin titreşim enerjisini incelediğimizde farklı objelerin genellikle farklı frekanslarda titreştiğini görürüz. Bazıları da aynı ya da benzer freansta titreşir.

Diğer insanlar, nesneler veya olaylar, eğer bizimle aynı frekansta iseler, içimizde oluşturduğumuz titreşim alanına karşı koyamazlar. Enerji yasalarına göre bizim titreşimlerimize tepkisiz kalmaları mümkün değildir. Yani ‘’benzerler birbirlerini çekerler’’.İşte bu yüzden, nasıl bir titreşim içinde olduğumuzun, bilerek veya bilmeyerek hangi rezonans alanını oluşturduğumuzun farkına varmak, bizim için çok mühimdir.

İsteklerimizi Hangi Yolla Yayıyoruz?

Ön yargıları yıkmak, atomu parçalamaktan daha zordur.

Albert Einstein

1991 yılında kurulan ve devrimci buluşlarıyla tüm dünyanın saygısını kazanan HearthMath Enstitüsü, duygusal fizyoloji ve kalp ile beyinin birbirlerine etkileri konusunda köklü araştırma çalışmaları yürütmüştür. 1993 yılında duyguların insan vücudu üzerindeki hakimiyeti hakkında bir araştırma yapılmak istenmiş ve bunun için duygularımızın oluşumundan sorumlu olduğu düşünülen bölgeye, yani kalbimize odaklanılmıştır. 

Oldukça çabuk, daha araştırmaların başında herkesi hayrete düşüren bir şey tespit edildi ve bu buluşun neden daha önce yapılmadığının şaşkınlığı yaşandı. Bu nefes kesici buluş; kalbin muazzam büyük bir enerji alanıyla çevrili oluşuydu. Burada bahsedilen alanın çapı yaklaşık iki buçuk metredir.

Kalbimiz tarafından oluşturulan elektromanyetik alan vücudumuzdaki organlarla iletişim halindedir. Hatta beyin ve kalbin arasında bir bağlantının bulunduğu ve bu bağlantıyla kalbin beyne hangi hormonları, endorfini ya da diğer kimyasalları salgılaması gerektiğini bildirdiği kanıtlanabildi.

Özet olarak;

  • Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektirk akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir.
  • Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir. 

Yani; kalbimiz bütün inançlarımızı, geleceğe yönelik düşlerimizi ve duygularımızı başka bir dile, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline, çevirir ve bunları evrene gönderir.

Rezonans Kanunu Nasıl Çalışır?

İstediğimizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan afirmasyon (imgeleme) yaparsak ya da bir şeylerin hayalini kurarsak, sadece beynimiz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularımızın gerçek merkezi olan kalbimiz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt ve korku olan asıl inancımızı dünyaya yayar. Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatımızda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şeyler gerçekleşecektir.

İnançlarımızı duygularımızla desteklediğimiz zaman yaydığımız enerji çok daha büyük olur. Ama eğer üzgün, depresif ya da bitkinsek, istediğimiz şeyi dileyebiliriz, bu durumda kalbimizden yaydığımız hüzünlü duygular, mantığımızdan gelen isteklerden her zaman daha güçlü olacaktır.

Kalbimizle Dünyayı Değiştirebiliriz.

Sevgiyle,

Kaynak; Pierre Franckh Rezonans Kanunu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

You May Also Like