Şimdiki An Yasası

Zaman diye bir şey yoktur; ‘’geçmiş ve gelecek’’ dediğimiz şey, bizim zihinsel yapılarımızın dışında bir gerçekliğe sahip değildir. Zaman fikri, düşünce ve dilin üzerinde anlaştığı bir düzendir, bir sosyal anlaşmadır; gerçekte, sadece şimdiki an vardır.

Şimdiki an güçlü bir tanrıçadır. GOETHE

‘’Zamanın mevcut olmadığı’’ fikri soyut bir felsefe gibi görünebilir. Nihayet, pratik bir anlamda, zaman açık ve kesin bir biçimde mevcuttur, öyle değil mi? Saatlerimiz ve takvimlerimiz var; geçmiş olaylarla ilgili anılara sahibiz; ve gelecekte belirli olayların meydana geleceğini emin olarak varsayabiliriz. Bu arada, saatler tıklayarak hayatlarımızın saniyelerini, dakikalarını ve saatlerini alıp götürmeyi sürdürüyorlar. Bu yüzden, zamanın mevcut olmadığını söylemek size gerçekten saçma görünebilir.

Ama, eğer zihinlerimizi çok yakından inceleyecek olursak, kısa bir an için de olsa, başka bir olasılığın varlığını görebiliriz –sadece şimdiki an’ın mevcut olduğunu. Bankadaki kuyrukta sıra beklerken ‘’zamanın geçişi’’ ile ilgili duygumuz, sadece biz bir şimdiki an’da ve diğerinde ve sonrakinde mevcut olurken edindiğimiz izlenimler ve anılar dizisidir.

Bununla ilgili harika bir belgeseli de ”buradayken” iliştirelim. 

Biz geçmişin pişmanlığını duyarken, geçmiş o anda zihnimizden başka bir yerde mevcut değildir ve o pişmanlığı zihnimizde oluşturduğumuz görüntülerle canlı tutarız. Gelecekle ilgili endişe duyduğumuzda, gelecek o anda zihnimizden başka bir yerde mevcut değildir ve imgelediğimiz görüntülerle o endişeyi zihnimizde canlı halde tutarız.

Şimdiki An Yasası’nı Kavrama

Şimdiki An Yasası soyut bir kavram değildir; zaman soyut bir kavramdır.  Bu yasa sadece filozofların takdir edeceği bir yasa değildir; o hepimizin, özellikle geçmişle ilgili pişmanlıklara ya da gelecekler ilgili endişelere kapıldığımız zaman uygulamamız gereken bir yasadır. Ebedi şimdi fikrine alışma suretiyle dikkatimizi yeniden şimdi’ye getirerek hayatımızı ebediyen değiştirebiliriz. Edebiyet, kuşkusuz, aynı zamanda şimdi’dir.

Üzüntülerimizin, pişmanlıklarımızın ve sorunlarımızın çoğu bu anda mevcut değildir; onlar zihinsel dosyalarımızda ‘’geçmiş’’ ve ‘’gelecek’’ adı altında depolanan görüntüler, duygular ve bunlar arasında kurulan ilişkiler tarafından canlı tutulmaktadırlar.  Yarın olacak olan iş görüşmesi -’’yarın’’ zihnimizde bir fikirdir- onu düşündüğümüzde gerçek hale gelir; bir sevdiğimizle tartışmamız, tüm gözyaşları ve suçluluk duygusuyla tarihin bir hayaletinden başka bir şey değildir, ama biz onu düşünürken ve ‘’geçmişte’’ söylemiş olduğumuz şeyden dolayı pişmanlık duyarken, o yeniden dirilir.

Şimdiki An Yasası, psişemizi enkazdan temizleyebilir ve bizi bir sadelik haline ve iç huzuruna geri döndürülebilir. Bununla birlikte, o bize gelecekte yardım etmeyecektir ve geçmişte de asla olmamıştır. Şimdiki An Yasası bize, realiteyi, öyle olduğunu düşündüğümüz haliyle, öyle olmasını arzu ettiğimiz, umduğumuz ya da öyle olmasından korktuğumuz haliyle değil, olduğu haliyle hatırlatır. Sadece bu sonsuz an vardır. Başka her şey, zihnin diya gösterisinin bir parçasıdır. Şimdiki An’da neredeyse asla, bir soruna sahip olmayız.

Şimdiki An’ı Deneyimleme

  1. Aşağıdaki sorular üzerinde düşünün:
  • Gerçekten zamanın geçişini mi, yoksa sadece düşüncelerin geçişini mi deneyimliyorsunuz?
  • Bu andan başka bir anda yaşayabilir misiniz?
  • Geçmiş, şu anda canlı halde tuttuğunuz yazılı kayıtlar, depolanmış anılar ve birikmiş gerilimler biçiminde var olmasının dışında, herhangi bir suretle mevcut mudur?
  • Gelecek, kendi zihnimizin beklentileri ve projeksiyonları dışında, herhangi bir suretle mevcut mudur?
  • Gücünüz geçmişte, gelecekte mi, yoksa şimdi’de mi bulunur?

Soruları bırakın, derin bir soluk alın ve ebedi şimdi içinde gevşeyin. Gerçek meditasyon şu an’ı doya doya yaşayabilmektir.

Şimdiki An Yasası’na uyumlanabilmemiz dileğiyle,

Kaynak; Dan Millman Hayatınızın Amacı

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

You May Also Like