Eylem Yasası

Eylem Yasası der ki; Ne hissedersek hissedelim, ne bilirsek bilelim, potansiyel yeteneklerimiz ne olursa olsun, sadece eylem onları harekete getirir. Kararlılık, cesaret ve sevgi gibi kavramları anladığını sadece düşünenler, bir gün, ancak yaptığımız zaman bildiğimizi keşfederler; yapmak anlamaya dönüşür.

Riske girmekle birleşmedikçe, vizyon yeterli olamaz.

Merdivenleri çıkmadıkça, o merdivenlere gözünü dikip bakmak yetmez.

VANCE HAVNER

Bu dünyada eylemde bulunmak kolay değildir; korku ve atalet güçleri her yerde, özellikle zihnimizde ve bedenimizde kol geziyor. Bu duyguların tuzağına düşmeden harekete geçmek ise bir mesele. Sözcükler ucuz, kavramlar ve felsefeler zarif, fikirler çok bol ve iyi niyetler etkileyici olabilirler. Tüm sözcükleri, kavramları ve fikirleri eyleme dönüştürmek ciddi bir enerji ve özveri gerektirir. Kendinden kuşkuyu, uyuşukluğu, kayıtsızlığı, mazeretleri ve mevcut durumu sarsacak bir şey yapmamak, gidişatı sürdürmek için bulabileceğimiz yüz tane iyi nedeni aşarak,güvensizliğin ve engellerin üstesinden gelmemiz gerekir. Ama hayattan aynı mesajı almaya devam ederiz: Yapmamız gereken şeyi yapmamız, onu yapmayıp iyi bir neden bulmaktan daha iyidir. Bu mesaj, Eylem Yasası’nı ifade eder.

Bizi harekete geçirmek için binlerce konuşmacı motive edici başarı hikayesi paylaşır. Yattığımız yerden kalkmamız, yeni bir hayata başlamamız, biraz çaba, irade ve disiplin göstermemiz için bize ilham vermek amacıyla hararetli ve etkileyici fikirleri şiddetle savunurlar. Yine de çoğumuz, ancak duygusal, zihinsel veya fiziksel acı harekete geçmemizi gerektirecek kadar ağırlaştığına eyleme geçeriz.

Eylem Yasası ile uyumlanabilmek için gelin bunu değiştirelim. Gelin eylem ve değişikliğin başlangıçta biraz sıkıntı, çaba ve enerji gerektirdiğini kabul ve tasdik edelim. Hatta gelin, hayatımız için gerekli bazı eylemlerde bulunmaya gerçekten hazır olduğumuzu söyleyelim. Ama nasıl? Sadece yaparak!

Eylem öznellikten (duygu ve düşüncelerden) daha güçlüdür; ne hissedersek hissedelim ya da ne düşünürsek düşünelim kuvvet ve cesaretle davranmamız gereken zamanlar vardır. Kendi gücümüzü fark etmemiz için belki de en büyük fırsat budur. İçimizdeki korkunun geçmesini beklemek ya da ihtiyacımız olan harekete geçmek için birinin bizi iteklemesini beklemek bir ömür sürebilir. Halbuki bir kez harekete geçtiğimiz zaman Eylem Yasası’nın gücünü deneyimleyip hiç durmayacağız ve ihtiyacımız olan motivasyon bize kendiliğinden gelecek. Ya da o gücün aslında içimizde bir yerlerde hep bizi beklediğini fark edeceğiz.

Tuzağa Düşmeyelim!

Zihnimiz, geçmişten bazı sesleri yankılandırarak, ‘’ Bekle bunu yapamazsın! Senin bu işe gücün yetmez! ‘’ diye fısıldayabilir. Tüm bu sesler zihnimizden geçebilir, insanız çok normal. Duygularımız ve geçmiş bir hafızamız var. Unutmayalım bu gezegende özgür iradeye sahip tek canlıyız ve bir kere onu kullanmaya başladığımızda her şeyin bizim eyleme geçmemizle ilgili olduğunu fark edeceğiz.

Unutmayalım lokmamızı yutmadan önce bile çiğnememiz gerekiyor. Eskilerin hep sözleri vardır. –Nerede hareket orada bereket, -Allah boş duranı sevmez. Neden sevmez biliyor musunuz? Çünkü boş kaldığımız her an zihin devrededir, düşünmekten alıkoyamayız kendimizi, aşırı düşünmekten felç olmuş gibi bile hissedebiliriz çoğu zaman. Bu tabiki de düşünmeden harekete geçelim manasında değil. Düşünelim, karar verelim ve kararımız için küçükte olsa bir eylemde bulunalım. 

İlk evvela karar ver ne yapmak istiyorsun, seni engelleyen asıl şey ne? Ama ile başlayan cümleler kuruyorsan bil ki bahanelerle kendini kandırıyorsun. Kendi kendine engel olmamaya niye et ve 1 2 3 deyip harekete geç. Bu düşünmekten daha az enerji harcamana neden olacak.

”buradayken” evrensel yasalarla ilgili bu videoyu da izleyebilirsiniz.

Eylem Yasası’na uyumlanabilmemiz dileğiyle,

Kaynak; Dan Millman Hayatınızın Amacı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

You May Also Like