Kusursuzluk Yasası

Aşkın bir perspektiften, herkes ve her şey kayıtsız şartsız olarak kusursuzdur; geleneksel bir görüş noktasından ise kusursuzluk mevcut değildir -ulaşabileceğimiz en iyi şey erdem gelişkinliktir ve ona ulaşmak zaman ve uygulama ister.

 

Biz, kendimizi sürekli başkalarıyla kıyaslayacak biçimde yetiştirildik; eğitimimiz ve kültürümüz de ona dayanır. Böylece, olduğumuzdan daha başka biri olabilmek için uğraşırız.

Krishnamurti

 

Aşkın bir bakış açısından -yani, kendimizi ve tüm zorluklarıyla dünyayı, kalbimiz açıkken gelen ve her şeyi kucaklayan bir bilgelik, sabır, sevgi ve anlayışla görerek- bütün sevinçler ve üzüntüler, ıstırap ve zevkler, ve şu anda Dünya gezegeninde olup biten her şey, büyük bir tekamül süreci ile ilgili olarak, tamamen mükemmeldir.

Geleneksel realite açısından, bir insanın aç ve evsiz barksız kalması, acı çekmesi kesinlikle ‘’kusursuz’’ ya da iyi bir şey değildir; ama büyük tablo açısından, bizler büyük Dünya bedeni üzerindeki hücreleriz, ki dünyanın kendisi uzay boşluğunda yüzen küçücük bir noktadır ve bizim kişisel dramlarımız ve küresel siyasetimiz, biri evinin önünü hortumla yıkadığında, sürüklenip giden bir grup karıncadan daha önemli değildir.

Vizyon ve kabulle ilgili sorunlarını çözme durumunda olanlarımızın, bu inanç sıçrayışını yapmaya; kendi bedenlerini, hayatlarını, dramlarını, hatta toplumsal bakımdan bilinçli, siyaset bakımından dürüst psişelerini zihinsel olarak aşarak, olan her şeyi kabullenmeye ve kucaklamaya ihtiyaçları vardır.

Sürekli gelişim

Biz, düşe kalka büyüyerek gelişme sürecimizin kusursuzluğunu kabul ettiğimiz zaman bile, bu bizim kusursuz olduğumuz anlamına gelmez; hala değişmeyi, öğrenmeyi, olgunlaşmayı ve hayatlarımızı işlevsel biçimlerde geliştirmeyi sürdürürüz. 

Ama bu gelişimimiz, kendimizi değerli bulmanın bir koşulu olarak değil, keşif ve gelişimin peşin kabul ve sevincinden kaynaklanmalıdır. Perfeksiyonistlerin ayrıca, dünya aşkın anlamda kusursuz olduğu halde, geleneksel perspektiften, burada, Dünya’da kusursuzluk  (mükemmellik) diye bir şeyin mevcut olmadığını hatırlamaya da ihtiyaçları vardır.

Hiçbir kişi, fiil ya da ürün kusursuz olamaz; Kusursuzluk Yasası’nın bildirdiği gibi, elde edebileceğimiz en iyi şey erdem ve  gelişkinliktir, onu elde etmek de zaman ve uygulama ister.

Yeterince iyi olduğumuzu kabul edip harekete geçmek ise  en önemlisidir. Ve kendimize şunları hatırlatmakta da fayda vardır;

-Her şey ve herkes mükemmeldir. 

-Hiçbir şey ve hiç kimse kusursuz değildir.

-’’Yeterli’’ demeyi öğrenin. ‘’Yeterliyim.’’ ‘’Onlar Yeterliler.’’ ‘’Şimdilik Yeterli.’’

-Başımıza her ne gelirse ya da her ne yaparsak, kendi kendimize şöyle sorarak Kusursuzluk Yasası’nı uygulayabiliriz: ‘’Bu hangi açıdan kusursuz olabilir? Kusursuz (mükemmel) bir ders mi?, Kusursuz bir fırsat mı? Bundan kusursuz bir şey elde edecek şekilde, algımı nasıl değiştirebilirim.

Denge Yasasını merak ediyorsanız buradan bir göz atabilirsiniz.

Kusursuzluk Yasası’na uyumlanmamız dileğiyle,

Kaynak: Dan Millman Hayatınızın Amacı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

You May Also Like