Aile dizimi çalışması 90’lı yıllarda Alman terapist Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş bir terapi yöntemidir. Klasik psikanaliz eğitimi almış olan Hellinger, psikolojik gözlem ve aile sistemi teorisini bir araya getirmiştir. Bunları, misyonerlik yıllarında gözlemlediği Güney Afrika’daki Zulu kabilelerinin aile ilişkilerine yaklaşımlarına ilişkin kişisel deneyimleriyle bütünleştirmiş ve bu farklı öğeleri bir araya getirerek, kısa ve etkin bir terapi sistemi olan Aile Dizimi ya da Sistemik Dizimler terapisini oluşturmuştur.
Hellinger, yeni yönteminde, Jacob Moreno’nun geliştirdiği psikodrama ile Virginia Satir’in yarattığı aile heykelinin bazı öğelerini olduğu gibi, bazılarını da değiştirerek kullanmıştır.
Dizim Nedir?
Aile dinamiğini görmek isteyen bir kişi, içlerinden aile bireyleri ile kendisine temsilciler seçeceği ya da bu kişilerin danışman tarafından seçileceği bir grup insanla bir araya gelir.
Temsilciler danışanın hiç bir aile bilgisine sahip olmadan ya danışanın kendisi tarafından ya da danışman tarafından belli bir düzen içinde yerlerine yerleştirilirler. Böylece önümüzde bir aile portresi belirmeye başlar. Bu yerleşimde kişilerin birbirleriyle olan yakınlıkları, sevgi, acı ve öfke hisleri hakkında bilgi veren bir görüntü ortaya çıkar.
Dizimde yer alan temsilciler hiç tanımadıkları ve haklarında hiçbir şey bilmedikleri aile bireylerinin duygularını çok kısa bir süre içinde hissetmeye başlarlar. Hatta temsil edilen aile bireyinin fiziksel bir rahatsızlığı varsa bunun temsilci tarafından hissedilmesi de çok sık rastlanan bir şeydir. Sık Sık rastlanan başka bir olgu ise, temsilcilerin içlerinden gelen sözlerin tam da temsil ettikleri kişinin söyleyeceği türden sözler olmasıdır.
Nasıl olduğunu mantıklı bir şekilde açıklanamasa da, bu eşzamanlılık olgusuna Aile Diziminde o kadar sık rastlanır ki artık alışılmış bir durumdur. Rastgele seçilen insanların temsil ettikleri aile bireylerinin hisleri ve algılarına ulaşabildikleri özel bir enerji alanı vardır. Bir aile sisteminin enerji alanına ayak basarak, o sistemdeki ilişkilerin gerçeklerini anında algılayabiliriz. Bu olgu değişik uzmanlarca ‘’morfogenetik alan’’, ‘’bilgilendirici alan’’ veya bilme alanı olarak adlandırılır.
Danışan, seansın büyük bölümünde edilgen bir gözlemci olarak kalsa da, çoğunlukla sona doğru kendi temsilcisiyle yer değiştirerek dizime katılır. Katılımı nasıl olursa olsun, çoğunlukla bu kişi, ailesiyle ilgili yaşadığı endişe, sorunlar ve baskı konusunda yeni bir bakış açısı kazanır ve rahatlar.
Hepimiz Birbirimize Bağlıyız
Bu çalışmada deneyim kazandıkça, yoktan var olmuş, soyutlanmış bireyler olmadığımızı anlarız. İstesek de istemesek de ait olduğumuz aile sisteminin ayrılmaz bir parçasıyız. Ailemizin bizi büyüttüğü toplum ve kültürün de iliklerimize kadar işleyerek bizi doğrudan etkilediğini keşfederiz.
Bire bir terapiler danışanı soyutlar. Danışanın yaşamını şekillendirmiş ilişkiler üzerine onunla kendi başına, birey olarak çalışılır. Aile dizimi ise bütüne bakar. Tıpkı zihin-beden ilişkisini dinamik bir sistem olarak ele alan holistik (bütüncül) tıp gibi, Aile Dizimi de bireyi, organik bir bütün olan aile sisteminin parçası olarak ele alır.
Aile Dizimi çalışması, kimsenin kendi başına bir ada olmadığını anlamamızı sağlar. Her birimiz, özellikle de aile bireylerimiz ve onları tanıyalım, tanımayalım atalarımızla bağlantılıyız. Aile dizimi bize bunu ilk elden yaşatır.
Aile Dizimi Amacı
Aile Dizimi, biz farkında olmaksızın yaşamımızı etkileyen atalarımıza kalbimizi açmamızı sağlayarak nesiller boyunca bize akan yaşam gücüyle köklerimizi derinleştirmemizi sağlar.
Aile Diziminden Sadece Ailesiyle Sorunları Olanlar mı Yararlanabilir?
Hayır. İlişkilerinizin kısa süreli olması, sevgili bulamamanız ya da geçim zorluğu çekiyor olmanız hatta psikosomatik bir rahatsızlığınızın olması ya da yaşamı boş ve anlamsız bulmanız gibi ailenizden bağımsız görünen sorunlar için de bir danışman ya da terapiste dizim açtırabilirsiniz.
Kaynak; Svagito R. Liebermeister Sevginin Kökleri